5651 Sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"un " İnternet Ortamında İçeriğin Çıkarılması/Erişim Engellemesi" başlıklı 9/ ( 1 ). maddesinin uygulanma şartları;
“ İnternet ortamında yapılan bir yayın olması, İnternet ortamında yapılan yayın içeriğinde, gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların kişilik haklarının ihlal edilmesidir.
Kişilik Hakları; Özel hukukta kişinin doğumla birlikte kazandığı ve üzerine kişisel gelişimiyle birlikte her geçen gün yeni değerler kattığı kişiliğinin, maddi ve manevi bütünlüğünün, isminin, mesleki kariyerinin, ailesinin ve hatta sosyal çevresinin kişi üzerinde oluşturduğu, kısacası kendini gerçekleştirme yolunda elde ettiği tüm kazanımlarının ve menfaatlerinin, hukuk düzeni tarafından koruma altına alınan yönüdür. Medeni hukuk kapsamında kişilik hakları, kategorik anlamda mutlak haklar içinde yer alan, her zaman varolan, zamanla tükenmeyen, herkese karşı ileri sürülebilen, çoğu zaman kişiye sıkı sıkıya bağlı ve devredilemeyen haklardandır.
Bu gelişmede 5187 sayılı Basın Kanunu yerine 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu daha işlevsel hale getirmiştir.
Yazılı medyada örneğin gazete sayesinde, gün içerisinde sınırlı bir kesime ulaşabilen bir haberin internet ortamında her zaman, çok daha fazla kişiye ulaşması, gerçek ve tüzel kişiler hakkında gerçeği yansıtmayan haberlerin engellenmesi de daha önemli bir hal almıştır. İnternetten ortamında yer alan temel hak ve özgürlükleri ihlal eden bir haberin, internet ortamında kaldığı süre boyunca ilgilisine verdiği zarar, yazılı medyaya göre kıyaslanamayacak düzeydedir. Bu gelişmeler ışığında düzelme ve cevap hakkı (tekzip) yerini internet ortamında içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesine başka bir açıdan internet ortamında haber kaldırmaya bırakmıştır.
Bu bağlamda, internet ortamında yayınlanan haberin altına imza atan, haberi yayınlayan, bu haberi üçüncü kişilere ulaştıran tüm sorumlular, gerek anayasanın temel hak ve özgürlükler bölümünde yer alan ve gerekse diğer kanunların emredici hükümlerinden kaçınmak zorundadır.
Basın özgürlüğü ve sınırları konusunda, makul kabul edilebilir haberle ilgili yasaların aramış olduğu ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında bahsedilen özelliklerden bir veya bir kaçı engellenmesi istenilen, internet ortamında kaldırılması talep edilen içeriklerde yer almaması gerekir
“…Basın haber verme fonksiyonunun yerine getirirken kullanacağı hakkın özel hukuk alanında sınırı a ) Gerçeklik b ) Kamu yararı ve toplumsal ilgi c ) Güncellik d ) Konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kuralları ile belirlenmiştir. Haber verme hakkı bu sınırlar içinde kaldığı sürece hukuka uygundur…” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 1994/1123 K. 1994/6518 T. 11.7.1994
Kaldırılması talep edilen içerikler, açık şekilde talep eden gerçek ve tüzel Kişinin tüm maddi ve manevi haklarını ihlal etmekte ve mağduriyetine neden olmalıdır. Bu sebeple internet ortamında kaldıkları süre zarfında, gerçek ve tüzel kişiyi zarara uğratmalıdır.
Teknoloji insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamak için hayatı kolaylaştıran, dönüştüren/geliştiren, yöntem, bilgi, beceri ve süreçlerin tamamını oluşturan bir olgudur. İnsanoğlu teknolojiyi mal/hizmet üretiminde, istenilen bir bilgiye ulaşılması ve kullanılması amacıyla kullanmaktadır.
Teknoloji tek başına yararlı veya zararlı olmasını kullanım amacı belirler. Teknolojideki yenilikler insanlığın faydası için yasal çerçevesi belirlenmiş hukuki, politik ve sosyokültürel bazlı düzenlemeler ile birlikte sunulmalıdır.
Ancak, günümüzde teknolojinin vardığı zirve noktası ve sürekli daha da hız kazanması; sunulan bu düzenlemelerin teknoloji karşısında yetersiz kalmasına, iletişim teknolojilerine şüphe ile yaklaşılmasına ve güvensizliğe neden olmaktadır.
Teknoloji alanında ortaya çıkan gelişmelerle birlikte ekonomik, politik ve sosyokültürel alanlarda ciddi değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimin sonucu olarak insan hayatına yön veren ortak değerlerde dönüşüme uğramaktadır. Bu bahsi geçen her iki taraflı dönüşüm süreci içerisinde insanlar hayatını sürdürmekte ve teknolojinin sunduğu gelişmeleri kendi yararı doğrultusunda kontrol etmeye çabalamaktadır.
Ama küreselleşmenin de meydana getirdiği etkilerin somut olarak görülmeye başladığı günümüzde teknolojiyi insanlığın faydasına kullanmak tamamıyla mümkün olamamaktadır. Buna ilave olarak her geçen gün ortaya çıkan yeni teknolojik gelişmelerle birlikte yeni sorunlar ortaya çıkmakta ve kişisel mahremiyete de zarar verebilmektedir.
Tüm bu sorunların ortadan kaldırılması için bir takım yasal düzenlemeler getirilmektedir. İnsan hayatını doğrudan etkileyen teknolojinin her devirde kendine özel yasaları vardır. Buna ilave olarak bulunulan dönemin kendine has gerekliliklerine yönelik oluşturulan yasalar, belli bir zaman sonra teknoloji alanında meydana gelen değişimler nedeniyle geçerliliğini yitirmektedir. Bu nedenle yasaların da değişen durumlara göre yeniden/sürekli düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
1950 yılının ilk aylarında ABD’de ilk kez makineler arası bilginin taşınması gerçekleşmiş ve daha sonra ABD Savunma Bakanlığının yapmış olduğu çalışmalar neticesinde 1981 yılında ARPANET protokolü üzerinden ilk mesaj Kaliforniya Üniversitesinde görevli bir profesörün bilgisayarına gönderilmiştir. Bu olay internet bağlantısının ilk ayak izleri olarak nitelendirilebilir.
İnternet zamanla günümüzdeki hızlı veri akışına dönüşmüş ve öncelikle masa üstü bilgisayara daha sonra dizüstü bilgisayarlarla çantalarımıza günümüzde ise cep telefonu ve tabletlerle cebimize kadar girerek hayatımıza her saniyesine dâhil olmuştur. İnternet üzerinden ulaşabildiğimiz bilgi, belge, fotoğraf ve videoların toplam büyüklüğünün hesaplanmasının nerdeyse imkânsız olduğu görülmektedir. Bu kadar büyük çaplı veri deposunun içerisinde doğal olarak insan unsuru yer almaktadır. Yani bizzat kendimize ait, özel hayatımıza ait, şirketimize ait, markamıza ait veya kendimizle ilgili herhangi bir bilgi belge fotoğraf vb. yer almaktadır.
Özetleyecek olursak internetin konusu doğrudan gerçek ve tüzel kişilerinin maddi ve manevi unsurudur. Bu sebeple herkesin rahatlıkla ulaşabildiği internet mecrasında maddi ve manevi haklarımızın korunmasına ihtiyaç vardır. Örneğin şirketimizin tescilli markası kullanılarak başka şirketler haksız kazanç sağlayabilir ya da çok özel kalması gereken aile sırlarımız internet ortamında mesela sosyal medyada herkesin erişimine açılabilir. Verdiğimiz birkaç örnek veya sayılabilecek binlerce örnekte olduğu internette paylaşılan her türlü veri internet dünyasında kalmaya devam ettiği her gün telafisi imkânsız olabilecek maddi ve manevi zararlara yol açmaktadır.
İzah edilen nedenlerden dolayı, cebimizdeki cep telefonları üzerinden herkesin ulaşımına açık olan, internet dünyasında yer alan verilere ilişkin uğrayabileceğimiz zararların önüne geçilebilmesi için kanun koyuncular tarafından bir takım düzenlemeler yapılmıştır.
Bu kapsamda ülkemizde ilk olarak 5651 kanun numarasına sahip 04/05/2007 tarihli “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” çıkarılmıştır. 5651 sayılı kanunda; 29/07/2020 tarihli ve 7253 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile bir kısım değişikliğe gidilmiştir.
5651 sayılı kanun tam bu noktada, internet dünyasında yer alan verilere ilişkin uğrayabileceğimiz zararların önüne geçilebilmesi için içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesi noktasında özel ve tüzel kişilere ait düzenlemelere yer vermiştir. 5651 sayılı kanun internet ortamında içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla içerik sağlayıcısı, erişim sağlayıcısı ve yer sağlayıcısına bir takım yükümlülükler yüklemiştir. Doğal olarak yükümlülüklerini yerine getirmedikleri zaman haklarında cezai yaptırımlar düzenlenmiştir.
5651 sayılı kanun ile İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi konusu düzenlendiği gibi gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi konusu da düzenlenmiştir. 5651 sayılı yasada 7253 sayılı kanunla yapılan en önemli değişiklik ise “Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları” hakkında yapılan düzenlemelerdir. Bu özelliğe sahip Twitter, YouTube, İnstagram, Facebook vb. sosyal medya şirketleri içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi konusu da yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde idari para cezası ile cezalandırılmaları söz konusu olacaktır.
İnternet ortamında, gerek Türkiye gerekse yurtdışından hukuka aykırı olarak maddi ve manevi haklarımızı zarara uğratacak paylaşımlarda bulunanlarla ilgili 5651 sayılı kanun ve diğer yasal düzenlemeler sayesinde ülkemizde internetten içerik kaldırma artık çok kolaylaşmıştır.
İnternette erişimin engellenmesi hukuki bir terim olup, 5651 sayılı kanun kapsamında yer alır. Özel hayatın gizliliği, kişilik haklarına saldırı gibi durumlarda ilgili internet sitesinin kullanıcıya kapatılmasını içeren bir tedbir kararı olarak da tanımlanabilir.
Sosyal medyanın hızı gerçekten baş döndürücü bir seviyeye ulaşmış durumda. Artık bir haberin milyonlarca insana yayılması nerdeyse birkaç dakikada gerçekleşmekte. Durum böyle olunca olumlu ve faydalı içerikler kadar olumsuz içerikler de bir o kadar çabuk yayılır. İçeriğinde kişilik haklarına saldırı vb. bulunan internet siteleri hakkında erişimin engellenmesi kararı çıkartmak için öncelikle hukuki süreç başlatmak gerekir. Daha sonra ise bilişim alanında uzman bir ekiple en kısa sürede internette erişim engellenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Sosyal ağlarda ya da herhangi bir internet sitesinde bulunan bir haber, ileti, fotoğraf veya video gibi paylaşımlar için internette erişim engellenmesi getirilebilir. İnternette erişim engelleme talebi, hukuki açıdan aykırı bulunan içeriğin Türkiye IP’leri üzerinden engellenmesini sağlar. Fakat içerik arama motorlarında listelenmeye devam eder. Bu da tam olarak mağduriyetin ortadan kaldırılmasını engeller. O yüzden erişim engelleme kararı sonrası arama motorlarından da içeriğin çıkartılması için başvuru yapılması önemlidir.
Özellikle Facebook, Instragram , Twitter veya YouTube erişim engeli getirmek için; yapılan paylaşımda kişilik haklarını ihlal eden, özel hayatın gizliliğini yok sayan veya kaldırılmasında kamu yararı bulunan bir içerik olduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmesi gerekir.
İnternetteki bir içeriğin, kişilik haklarınızı ihlal ettiğini düşünüyorsanız, şu iki yoldan birini tercih edebilirsiniz.
• İlk olarak direkt olarak içerik sağlayıcı olan site yönetimine ulaşmak, ulaşılamaması durumunda yer sağlayıcıya yani hosting şirketine ulaşmak ve içerin kaldırılmasını talep edebilirsiniz.
• İkinci yol olarak doğrudan sulh ceza hâkimliğine başvurarak internette erişim engelleme ve içeriğin kaldırılmasını talep edebilirsiniz.
İnternette içerik engelleme, kişilik haklarını ihlal eden kısım için yapılır. Sitenin tümüne içerik engellenmesi ancak zorunlu görülen hallerde yapılır. İnternette erişim engelleme sürecinin hem hukuki açıdan uzman avukatlar hem de bilişim alanında uzman bir ekip ile işbirliği içinde yönetilmesi gerekir.
22 Eylül , 2021İnternetin insan hayatındaki önemi her geçen gün artmaktadır. Sosyal medya da paylaşılan bir haber, fotoğraf ya da videonun milyonlara ulaşması ise saniyeler almaktadır. Bazen paylaşılan bu içerikler kişiler veya kurumlar açısından olumsuz sonuçlara neden olabilir. Kişilik haklarını zedeleyen, insanlık onuru açısından yaralayıcı ve hukuki açıdan da sorunlu paylaşımları, içerik kaldırma talebi ile engelleyebilirsiniz. Ayrıca google’dan eski içerik kaldırma işlemi için profesyonel destek alarak sorunun tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayabilirsiniz.
Bir konu, bir kişi ya da bir kurumla ilgili bilgi almak için hepimizin ilk yaptığı şey Google veya diğer arama motorlarına başvurmaktır. Bu sayede hem fikir edinir hem de doğru karar vermeyi hedefleriz. Aynı şekilde diğer kullanıcılar da firmanız veya markanız için bu işlemi gerçekleştirir. İnternette paylaşılan hiçbir bilgi ya da görselin kaybolmadığı gerçeğini göz önünde bulundurduğunuzda şartlar değiştiğinde bazı içeriklerin artık hala görünür olması sizi rahatsız edebilir.
Bu kapsamda bazen geçmişte kalan bir fotoğrafı ya da haberi diğer kullanıcıların görmesini istemeyebilirsiniz. Bazen de internetteki bir yazı veya yorumun da kaldırılmasını talep edebilirsiniz. Ancak söz konusu içerik hukuki açıdan sorun oluşturmadığı sürece mahkeme kararı ile eski içerik kaldırma işlemi uygulanması mümkün olmayabilir. Bu noktada konu ile ilgili olarak Google itibar yönetimi dokümanını doldurma seçeneğini değerlendirebilirsiniz. Bu başvurudan sonra Google içerik kaldırılması işlemini sizin lehinize gerçekleştirse bile içerik hala kaynak sitede yer almaya devam edebilir. Bu nedenle içeriğin yer aldığı siteye de ulaşılarak oradan da eski içeriğin kaldırılması sağlanmalıdır. Eğer site içerik kaldırma işlemini kabul etmiyorsa, Bilgi Teknolojileri Kurumu’na da başvuru yapılarak da içerik engellenmesi sağlanabilir.
Bir kişinin ya da bir kurumun geçmişte hakkında çıkan bir haber, yorum yâda video yıllar geçse de insanın karşısına çıkabilir. Şahsınızı, firmanızı veya markanızı hedef alarak itibarını zedeleyen bu içeriklerin varlığını uzun seneler sürdürmesi hukuki açıdan da unutulma hakkına aykırı bir durumdur. Örneğin, bir kişinin yıllar önce yaptığı bir hatanın sürekli hatırlatılması hukuki açıdan da sorunlu bulunmuştur.
Avrupa Adalet Divanı da bireylerin kendilerine dair eski içerikleri internetten kaldırılmasını talep etme hakkı vermiştir. İstenmeyen eski içeriğin kaldırılması çalışmaları farklı şekillerde yapılabilmektedir. Eski içeriği kaldırmak için yapılacaklardan ilki gerekli linkler üzerinden Google’a başvurmaktır. Diğer bir yöntem ise erişim kullanıcı yani internet hizmeti aldığınız kurum üzerinden hukuki aykırılık özelliği bulunan içeriğin kaldırılmasını sağlamaktır.
Google’dan eski içeriği kaldırılmak için yapılacak işlemler uzun zaman alan, zahmetli ve düzenli takip edilmesi gereken bir süreçtir. Bu konuda Artı İtibar Yönetimi olarak sizin için tüm bu çalışmaları, uzman avukat desteğiyle birlikte gerçekleştiriyoruz.
22 Eylül , 2021Online itibar yönetimi, kurumsal firmaların veya bireylerin online platformlarda nasıl bir etki oluşturduğunu, potansiyel müşterilerin ya da diğer kurumların nezdinde nasıl bir yer edindiğini takip eden ve yönlendiren bir hizmettir. İtibar yönetimi, kurumsal firmalar açısından oldukça önemli bir konudur. İnternet ve sosyal medya kullanımının çok hızlı artması sonucu insanlar bir ürün, hizmet ya da firmayla ilgili fikrini, hiçbir denetime tabii tutulmadan sosyal medyada paylaşabilmektedir. Bu durum bazen iyi sonuçlara yol açarken, bazen de bir firmayı çok kötü durumlara düşürebilir. Bunun önüne geçmek için kurumsal itibar yönetimini detaylı ve profesyonel bir hizmet alarak yönetmek oldukça önemlidir.
Kurumsal itibar yönetimi hizmeti; bir firma ile ilgili olumlu yorumların ön plana çıkartılması, olumsuz yorumların ise etkisinin azaltılması için yapılan algı çalışmaları olarak da tanımlanabilir. Online itibar yönetimi ile sosyal medyadaki görünürlüğünüzü ve algınızı istediğiniz yönde şekillendirebilirsiniz.
İnsanlar tarafından tercih edilme nedenlerinden biri olan kurumsal itibarı oluşturmak yıllar gerektiren bir süreçtir. Ancak uzun süre boyunca meydana getirilen bu itibarı yıkmak çok kolaydır ve oldukça kısa sürede gerçekleşebilir. Yıllarca uğraşılarak elde edilen kurumsal itibarınızı ancak doğru ve stratejik bir yaklaşımla koruyabilirsiniz.
Artık İnternet’in, herhangi bir kurum ya da bireyle ilgili bilginin en önemli kaynağı haline dönüştüğü yadsınamaz bir gerçektir. İnsanların büyük çoğunluğu bir hizmet veya ürün satın alacağı zaman hemen internete bakar ve genellikle okuduğu yorumların etkisinde kalarak bir karar verir. Bu nedenle İnternette okunan olumsuz fikirler kullanıcıların fikrini çok çabuk değiştirebilir.
Bu kapsamda online itibar yönetimi firmalar için büyük önem taşır. İşletmelerde kurumsal itibar yönetimi konusunda uzman ve deneyimli bir ekip ile çalışarak markanıza veya firmanıza karşı duyulan güven ve saygıyı artırabilirsiniz. Aynı zamanda hedef kitlenizde bulunan kişilerin yorumlarını, değerlendirmelerini dikkate alarak yeni pazarlama stratejileri geliştirebilirsiniz. Bir müşterinin ürünle ilgili bir şikayetini anında dikkate alıp, olumsuz bir yorumun yayılmasına engel olarak potansiyel müşterileriniz için olumlu referans olmalarını sağlayabilirsiniz.
Kurum ya da bireysel online itibar yönetimi için alanında uzman kadromuzla yanınızdayız.
Patent hakkı, teknik ya da bilimsel bir buluşun sahibinin olduğunu ve kullanım haklarını kimde olduğunun belirlenmesidir. Bir ürünün patent hakkı elde edildikten sonra, patent sahibinin izni olmadan kullanılması, üretilmesi veya satılması patent hakkı ihlaline girer ve bu durumda da suçtur.
Telif hakkı ise bireyin fikirsel olarak ürettiği ürünler üzerinde sahip olduğu haklardır. Telif hakkı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile koruma altına alınmıştır. Sonuç olarak telif ve patent hakkı, birbirinden farklıdır. Telif hakkında, patent hakkında olduğu gibi tescile gerek yoktur. Yine de ileride herhangi bir hak kaybı yaşamamak adına eserlerde de isteğe bağlı tescil başvurusunda bulunmak mümkündür. Her iki durumda da telif ve patent hakkı ihlali suçtur ve cezai yaptırımı bulunur.
Firmanızın ya da ürününüzün herkes tarafından bilinen ve tanınan bir marka olmasını istiyorsanız ilk yapmanız gereken şeylerden biri isim hakkı almaktır. Yerel bazda veya uluslararası piyasada iş yapmak için özgün ve güçlü bir isme sahip olmanız oldukça önemlidir. Bu kapsamda isim hakkı başvurusu yapmadan önce seçtiğiniz ismin daha önce kullanılıp kullanılmadığını araştırmalısınız.
İyi bir araştırma yaptıktan sonra akılda kalıcı ve dikkat çekici bir isim belirlemeli, marka isim hakkı sorgulama işlemini büyük bir dikkatle yaptıktan sonra resmi süreci başlatabilirsiniz. Marka isim hakkı sorgulama işlemi için profesyonel hizmet alma seçeneğini değerlendirerek, işlemlerinizi çok hızlı ve doğru bir şekilde yaptırıp zamandan tasarruf edebilirsiniz. Ayrıca isim hakkı satın almak için, Türk Patent ve Marka Kurumuna, isim hakkı alma ücretini yatırarak başvurmanız gerekir. Bu sürecinde de sorunsuz tamamlanması için Artı İtibar ile hemen iletişime geçebilirsiniz.
• Müracaat sahibi tarafından doldurulacak marka müracaat formu.
• Tescile konu markaya ait bir adet örnek.
• İsim hakkı satın alma ücretinin yatırıldığını gösteren banka dekontu.
• Vekâletname.
Bireysel veya kurumsal olarak ürettiğiniz bir ürün ya da bir esere dair hak kayıpları yaşamamak, telif ve patent hakkı ihlaline uğramamak için hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
22 Eylül , 2021İnternet ortamı adeta gerçek dünyanın bir yansımasıdır. Hatta gerçek dünyadan biraz daha fazlasıdır desek abartmış olmayız. Tabi bazı kullanıcılar internette gerçek kimlikleri ile normal hayatta yapamayacakları şeyleri yapmak, söyleyemeyecekleri sözleri söylemek için farklı yöntemler dener. Bu kapsamda yayınladıkları çeşitli içerikler ile sınırları aşıp diğer kullanıcılara karşı kaba ve yaralayıcı, bazen de suç unsuru olan fiiller gerçekleştirebilirler.
Günümüz teknolojisi her alanda olduğu gibi yazılı medyada da kendisini hissettirmiş ve yazılı medya neredeyse tamamen yerini internet medyasına bırakmıştır. Artık sokaklarda, ulaşım araçlarında gazete okuyanların yerini cep telefonundan, tabletten veya bilgisayardan internet ortamında yer alan haberleri okuyanlar almıştır. Günlük yayınlanan gazetedeki haber internet ortamında süreklilik arz etmiştir. Süreklilikten kasıt gazete ile gün içerisinde okuyucuya ulaşabilen haberin, internet ortamından isteyen herkes tarafından erişime açık hale gelmesidir. İnternet ortamında erişime açık haber, konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenin cep telefonundan dahi istediği her yerde ulaşabilecek bir konuma yükselmiştir.
İnternetin konusu doğrudan gerçek ve tüzel kişilerinin maddi ve manevi unsurudur. Bu sebeple herkesin rahatlıkla ulaşabildiği internet mecrasında maddi ve manevi haklarımızın korunmasına ihtiyaç vardır. Örneğin şirketimizin tescilli markası kullanılarak başka şirketler haksız kazanç sağlayabilir ya da çok özel kalması gereken aile sırlarımız internet ortamında mesela sosyal medyada herkesin erişimine açılabilir. Verdiğimiz birkaç örnek veya sayılabilecek binlerce örnekte olduğu internette paylaşılan her türlü veri internet dünyasında kalmaya devam ettiği her gün telafisi imkânsız olabilecek maddi ve manevi zararlara yol açmaktadır.
Cebimizdeki cep telefonları üzerinden herkesin ulaşımına açık olan, internet dünyasında yer alan verilere ilişkin uğrayabileceğimiz zararların önüne geçilebilmesi için kanun koyuncular tarafından bir takım düzenlemeler yapılmıştır.
Bu kapsamda ülkemizde ilk olarak 5651 kanun numarasına sahip 04/05/2007 tarihli “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” çıkarılmıştır. 5651 sayılı kanunda; 29/07/2020 tarihli ve 7253 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile bir kısım değişikliğe gidilmiştir.
5651 sayılı kanun tam bu noktada, internet dünyasında yer alan verilere ilişkin uğrayabileceğimiz zararların önüne geçilebilmesi için içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesi noktasında özel ve tüzel kişilere ait düzenlemelere yer vermiştir. 5651 sayılı kanun internet ortamında içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla içerik sağlayıcısı, erişim sağlayıcısı ve yer sağlayıcısına bir takım yükümlülükler yüklemiştir. Doğal olarak yükümlülüklerini yerine getirmedikleri zaman haklarında cezai yaptırımlar düzenlenmiştir.
5651 sayılı kanun ile İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi konusu düzenlendiği gibi gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi konusu da düzenlenmiştir. 5651 sayılı yasada 7253 sayılı kanunla yapılan en önemli değişiklik ise “Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları” hakkında yapılan düzenlemelerdir. Bu özelliğe sahip Twitter, YouTube, İnstagram, Facebook vb. sosyal medya şirketleri içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi konusu da yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde idari para cezası ile cezalandırılmaları söz konusu olacaktır.
İnternet ortamında, gerek Türkiye gerekse yurtdışından hukuka aykırı olarak maddi ve manevi haklarımızı zarara uğratacak paylaşımlarda bulunanlarla ilgili 5651 sayılı kanun ve diğer yasal düzenlemeler sayesinde ülkemizde internetten içerik kaldırma artık çok kolaylaşmıştır.
Google içerik kaldırmak kapsamında yapılacak işlemlerden biri de Google aramalarında çıkan linkin kaldırılması için Google başvuru yapılmasıdır. Bu noktada Google’dan içerik kaldırma talebi oluşturabilmek için bazı şartların meydana gelmesi gerekir. Yayınlanan içeriğin kişisel hakları ihlal etmesi, özel hayatın gizliliğine aykırı olması bunlardan bazılarıdır. Pekâlâ, hangi içerikler Google dan dan kaldırabilir?
Google’dan Eski İçerikler de Kaldırılabilir mi?
Evet, Google’dan eski içerik kaldırma yapılabilir. Ad soyadı, T.C. kimlik numarası gibi kişisel bilgiler, banka hesap numaraları, uygunsuz yayınlar, tıbbi kayıtlar ve çocuk istismarı içeren yayınlar Google’dan kaldırılabilir. Google tarafından paylaşılan her bilgi, Google’ın veri tabanına kaydolur ve asla kaybolmaz. Yıllar geçse de eski veriler her seferinde insanın karşısına çıkar. Bu durum da bazen istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu tür durumlar ile karşılaştığınızda Google eski içerik kaldırmak sürecini başlatmak için Google üzerinden başvuru yapabilirsiniz.
Hangi sayfanın kaldırılmasını istiyorsanız, o sitenin URL adresini tam olarak Google başvuru sayfasına yazılması gerekir. Süreçte içerisinde bazen sorun çıkabilir, söz konusu link Google arama motorlarında kaldırılsa bile ve yayını yapan site içeriği kaldırmayabilir. Bu da ancak erişimin engellenmesi ile tam olarak mümkün olabilir. Google’dan içerik kaldırma için bazı yasal adımları atmak da önemlidir. Bunun için alanında uzman ve tecrübeli bir ekipten hukuki destek almak, istenmeyen içeriklerin kaldırılması sürecini hızlandırır.
İnternette her gün milyonlarca içerik paylaşılır. Hatta birçok kullanıcı ve platform çoğu zaman doğruluğunu teyit etmedikleri bilgileri bile kolayca paylaşmaktan çekinmez. Hal böyle olunca doğru olmayan bilgi ve içeriklerde çok çabuk yayılır.
Yalan haberler ya da kişisel hakların ihlal edildiği içeriklerin yayılması ise kişi ve kurumlara zarar verir. Kurumlar açısından iş ve saygınlık kaybı oluşur. Kişisel olarak da insanların itibarları zedelenir. İş ve aile hayatları olumsuz etkilenir. Kurumsal ve bireysel açıdan olumsuz bir etkiyi azaltmak çok uzun zaman alır. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için şirketimizle çalışarak kısa sürede ve sonuç odaklı olacak şekilde Google den eski içerik kaldırma prosedürünü tamamlayabilirsiniz.
İçerik silme prosedürü sadece Google’a özgü bir durum değildir. Google dışında, Yandex içerik silme de gerçekleştirebilecek işlemler arasında yer alır. Eğer siz de Google içerik kaldırma kapsamında alanında uzman bir ekip ile çalışmak ve bu süreci en kısa sürece sorunsuz bir şekilde tamamlamak istiyorsanız hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
22 Eylül , 2021Günlük yaşam içerisinde birçok alanda hizmet alırken pek çok kez T.C kimlik numarası, telefon numarası ya da adres gibi kişisel bilgiler talep edilmektedir. Aynı durum internette hizmetleri için de geçerlidir. Basit bir alışveriş sitesine üye olurken bile birçok bilgiyi paylaşmak zorunda kalırsınız. Bu nedenle kişisel bilgilerin korunması tedbirlerinin alınmasına yönelik düzenleme zorunlu hale gelmiştir. Bu kapsamda kişisel verilerin korunması için 07.04.2016 tarihinde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çıkartılmıştır.
Gerçek kişilere ait her türlü bilgiye kişisel veri denir. Kişisel veri olarak; ad soyadı, doğum tarihi, telefon, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, IP adresi, e-mail adresi, sağlık bilgileri ve hobi bilgileri gibi bireyleri doğrudan veya dolaylı olarak tanımlayan her türlü bilgi sayılabilir.
6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanuna göre, kişisel verilerin kaydedilmesi, depolanması, değiştirilmesi ya da yeniden düzenlenmesi gibi her türlü işlem için veri sahibinin izni gerekmektedir. Bununla birlikte kişisel veri sektöre göre farklılık gösterebilir. Örneğin, internette doldurulan formlar, iş görüşmesi tutanakları, çağrı merkezlerinde yapılan görüşmeler ve şirket çalışanlarının parmak izleri bu kapsamda farklı türlerdeki kişisel verilere örnektir
Kişisel veriler kullanılan sektörlere göre değişiklik gösterse de şirketlerin kişisel verilerin korunması için yapması gereken çalışmalar aynıdır. Bu noktada şirketler kişisel verileri, işleme, aktarım ve imha süreçlerinden geçirerek uyumlaştırma çalışmaları yaparak kullanmalı gerekir.
6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanunu kapsamındaki usul ve esaslara uyum sağlamayan şirketler için para cezası ve hapis cezaları verilebilmektedir. Verinin kaydedilmesi, işlenmesi, aktarılması ya da yok edilmesiyle ilgili yasaya uymamanın cezası 1-6 yıl arası hapis cezası iken, kanunla belirlenmiş yükümlülüklerin yapılmaması ise 5000 ile 1.000.000 TL para cezası olabilmektedir.
Şirketlerin bu konuda gerekli çalışmaları KVKK kapsamında yapması zorunludur. Bu yüzden şirketler, KVKK ’ya göre, uygun güvenlik düzeyini sağlamak için her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır. Ayrıca kişisel verilerin, KVKK‘ya göre usulsüz bir şekilde işlenmesi sebebiyle bir zarar söz konusu ise bireyler zararlarının giderilmesini de talep edebilecek. Kişisel verilerle ilgili karşılaştığınız her türlü sorunu kvkk şikâyet platformlarından internet üzerinden yapılabilmektedir.
Kurumların, kişisel verileni korunması için gereken çalışmaları ihmal etmeden mevzuata uygun bir şekilde yapması gerekir. Bu konuda destek almak için hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
Fake hesap nedir? Fake İngilizce bir kelime olup dilimizde sahte veya uyduruk veya taklit olarak kullanılabilir. Fake hesap'ta yine anlamı itibari ile sahte hesap, uyduruk hesap veya taklit hesap olarak çevrilebilir. Fake hesap diyince akla hemen ünlü birinin, sahibinin izni olmadan hesabının kopyasının oluşturulması gelebilir. Ya ünlü biri ismini kirletmeden duygularını, düşüncelerini ifade etmek için ünsüz ama neticede gerçek olmayan bir hesap ismi kullanıyorsa bu da fake hesap olmaz mı? Veya fake hesap olması için ille de ünlü veya ünsüz, gerçek bir isim mi olması gerekir?
Aslında komik olan şu ki; bazı fake hesaplar sahibinden bile daha fazla takipçiye sahipler. Ya fake hesabınızın yaptığı paylaşım hoşunuza gider de beğen butonuna basarsanız ne olur?
Peki fake Instagram hesabı veya Facebook fake hesap nasıl açılır? Aslında internet icat oldu, mertlik bozuldu diyebiliriz. Eskiden dolandırcılık bile zor ve zahmetli işti, emek isterdi. Şimdi isteyen yeni bir e-mail adresi oluşturarak, başka bir isim yazıp, fotoğraf koyarak kolaylıkla yeni bir feyk hesap açılabilir.
Gerçek dünyada kimlik belgelerimizle var olduğumuz gibi sosyal medyada da açılan hesaplarla varlık gösteriyoruz. Fakat bazı kullanıcılar bunun bir adım ötesine geçerek başka resim ya da isimler ile feyk hesaplar açarak sosyal platformlarında yer almakta. Hatta bazen bu feyk hesapları başkalarının adını rızası olmadan kullanarak da oluşturmaktalar.
Sosyal medya sahip olduğu insan potansiyeli ile çok büyük bir mecradır. Sadece sosyal ilişkilerin geliştiği bir yer değil aynı zamanda büyük bir ticari pazara haline gelmiştir. Hal böyle olunca kötü niyetli insanlara da gün doğmuş oldu. Fake hesap denilen sahte hesaplarla insanların kandırılması ya da dolandırılması da çokça görülmeye başlandı. Bu kapsamda fake hesaplara karşı dikkatli olmak gerekir. Bu yolla kandırılan, dolandırılan bir sürü kullanıcının yaşadığı örneklere sıkça rastlamak mümkündür.
Fake hesap kavramının Türkçe karşılığı sahte hesaptır. Fake hesap, en kısa tanımı ile kötü niyetli kullanıcıların gerçek kimliklerini gizleyerek açtıkları sosyal medya hesaplarıdır. Bunun sebepleri kişiden kişiye değişse de bazen bir ünlüyü taklit etmek için bazen de diğer kullanıcıları kandırmak, olduğundan farklı görünmek gibi nedenlerden kaynaklanabilir.
En sık karşılaşılan fake hesap oluşturma eylemi ise genelde karşı cinsi kandırmak, iletişim kurabilmek için başka kişilerin fotoğraflarının kullanılmasıdır. Ancak bununda ötesinde bazı kötü niyetli kullanıcılar fake hesapları diğer kullanıcıları dolandırmak, taciz etmek gibi suç içeren amaçlarla açabiliyorlar.
Özellikle sosyal internetin ve sosyal medyanın büyük bir pazara dönüştüğünü göz önünde bulundurulduğunda bu sınırsız dünyanın dolandırıcıların da iştahını ziyadesiyle kabarttığı yadsınamaz bir gerçektir. Hal böyle olunca fake hesapları kullanarak çıkar elde etmeye çalışan dolandırıcılara ve art niyetli kullanıcılara karşı dikkatli olunmalıdır.
Sosyal ağların gitgide yaygınlaşması keyifli vakit geçirmenin yanında bazı zorlukları ve sıkıntıları da beraberinde getirmekte. Özellikle sahte isim ve resimlerle açılan fake hesap profilleri bu sorunların başında gelir. Kimseye zararı olmayan sadece kendi kimliğini gizlemek için açılan fake hesapların yanı sıra maksatlı olarak oluşturulan fake hesaplar bazen çok daha tehlikeli olabilirmektedir.
Fake hesaplar diğer kullanıcılara birçok açıdan zarar verebilir. Sizinle iletişim kurup kimlik bilgilerinizi ele geçirip sizin adınıza birçok faaliyette bulunabilirler. Bununla birlikte banka hesaplarınızı ele geçirip, hesaplarınızı boşaltabilirler veya adınıza kredi dahi çekebilirler.
Sizin isminize açtıkları hesaplar ile siz temsil ediyor gibi davranıp listenizde bulunan kişilere zararlı yazılımlar gönderip, onların hesaplarını da ele geçirebilirler. Ayrıca, isminizi kullanarak yaptıkları maksatlı paylaşımlar ile isminize veya markanıza zarar vermeye başarı ile yürüttüğünüz online itibar yönetimi sürecinizi zedelemeyi hedefleyebilirler.
• Hesabın biyografi ve açıklama kısmına dikkat edin. Genelde sahte hesap sahipleri bu kısımları boş bırakır.
• Ortak arkadaşlarınızın olup olmadığına bakın.
• Takipçi sayısı ile takip eden sayısına bakın.
• İlk paylaşımın hangi tarihte yapılmış olduğunu kontrol edin
Açılan fake hesabın suç olarak değerlendirebilmek için asıl hesabın gizli olup olmadığına bakmak gerekir. Gizli olmayan hesaptaki fotoğraflar ve paylaşımlar diğer kişilerin görmesine izin verildiği için kişisel veri kapsamında değerlendirilmeyebilir. Bu durumda fake hesap suç oluşturmaz. Fakat adına fake hesap açılan kişi paylaşımları gizli ya da bir grup insanla paylaşıyorsa bu durumda TCK 135-136’ya göre kişisel verilen hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi ve yayma suçlarını oluşturur. Bir başkası adına fake hesap açanlara bir yıl ile dört yıl arası değişen hapis cezaları verilebilir.
Peki bu tür fake hesaplar ile karşılaşıldığında nasıl hareket etmek gerekir?
Eğer bir hesabın sahte olduğunu düşünüyorsanız ilgili sosyal medya platformunun şikâyet et bölümünü kullanarak şikâyette bulunabilirsiniz. Bunun yeterli olmadığı durumlarda, bir başkasının adı soyadı ya da resmini kullanarak fake hesap açıldığı tespit edildi ise, hesabın fake olduğunun anlaşılması sonucu hemen mahkemeye başvurulabilir. Hesap sahte olsa bile IP adresi üzerinden fake hesabın gerçekte kime ait olduğu bulunur.
Bu yüzden bu tür hesaplara karşı fake hesap kapatma talebinde bulunmak oldukça önemlidir.
Eğer adınıza açılmış bir fake hesap tespit ettiniz ve kapatılması için hizmet almak istiyorsanız hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
22 Eylül , 2021İnternetin yaygınlaşması sonucu sosyal medya platformlarında kullanıcılar gerçek hayatta görme ya da konuşma şansı olmadığı kişilerle iletişim kurarak bir etkileşim meydana getirebilmektedir. Bu noktada kişiler rahatlıkla gerçek olmayan şeyler söylemekte, hatta oluşturduğu sahte hesaptan dolayı bulunamayacağını düşünerek hakaret, tehdit ya da şantaj içeren iletileri de rahatlıkla paylaşabilmektedir.
Kullanıcılar çoğu zaman sosyal medya platformlarında kendilerine karşı yapılan küfür ve hakaret içerikli saldırılara çok önem vermez ve uğraşmak istemez. Bazen de hukuki olarak sonuç alamayacaklarına inanarak harekete geçmekten vazgeçerler. Hâlbuki kanunlara göre hakaret, tehdit, ve şantaj suçlarının sosyal medyadan yapılması sonucu değiştirmez, bunlar da suçtur ve cezası vardır.
Tehdit şantaj nedir sorusunun cevabı; bir kişiye haksız bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesi olarak ifade edilebilir. Tehdit suçunda, suçun işlenmesine gerek yoktur. Söyleminin yapılmış olması da yeterlidir ve hukuki açıdan suç oluşmuş demektir. Şantaj suçu ise para sızdırmak ve ya bir çıkar elde etmek için bir kimseyle ilgili küçük düşürücü, zor durumda bırakacak bir bilginin açıklanması ile korkutmaya denir.
Sosyal medya, insanlar arasındaki etkileşimin müthiş bir seviyeye çıktığı, gerçek dünyanın bir izdüşümüdür. Ancak gerçek dünyadan farklı olarak, insanlar kimliklerini gizleyerek normal hayatta yapamadıklarını, söyleyemediklerini rahatça söyleyebilmektedirler. Buna bağlı olarak da sosyal medyada da birçok suç işlenir hale gelmiştir.
Sosyal medya platformlarında işlenen suçlardan en yaygını küfür, hakaret ve tehdit suçlarıdır. Böyle durumlara maruz kalıyorsanız, rahatlıkla şikâyette bulanabilirsiniz. Küfür veya hakaret içeren iletinin ekran görüntüsünü aldıktan sonra hukuki başvuruda bulunabilirsiniz. Savcılık, IP adresinden suç işleyen kişilerin bulunmasını ve cezalandırılmasını sağlayabilir.
Hakaret ve küfür suçunun üç ay ile iki yıla kadar cezası vardır. Tehdit suçunun ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezası var. Bazen de adli para cezası da verilebilir.
Siber suç herhangi bir bilişim sistemine hukuka aykırı bir şekilde girilip verilerin, çalınması, kullanılması ya da yok edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Siber suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243-246. Maddeleri ile düzenlenmiştir.
İnternette ya da sosyal medya da işlenen tehdit, şantaj, küfür gibi suçların da hukuki anlamda karşılığı vardır. Gerekli hukuki başvurular zamanında ve eksiksiz olarak yapıldığı takdirde kimsenin işlediği suç yanına kalmaz, kalmamalıdır.
Eğer siz de sosyal medya platformlarından herhangi birinde bir hakaret, tehdit veya şantaja maruz kaldıysanız nasıl hareket etmeniz konusunda fikir almak için hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
22 Eylül , 2021Gerçek dünyaya ait birçok suç dijital dünyada da işlenmektedir. Bu kapsamda cep telefonu ya da bilgisayar ile gerçekleştirilen her türlü yasa dışı faaliyet bilişim suçu olarak tanımlanır. En çok bilinen bilişim suçu veri hırsızlığı olsa da baskı, şantaj, tehdit gibi daha birçok suç da bilişim suçları kapsamına girer. Bilişim suçları ile mücadele edebilmek adına 2007 yılında 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi kanunu çıkartılmıştır.
Bu kanuna göre, internet kafe, AVM veya otel gibi yerlerde sunulan internet hizmetini kimlerin ne amaçla kullandığının kayıt altına alınması gerekir. Bu sayede toplu kullanıma sunulan internet üzerinden işlenen siber suçlar kolayca bulunabilecektir. Bu yüzden kurumlar 1 yıl süreyle bu kayıtları tutmak zorundadır.
İnternet, sağladığı birçok faydanın yanı sıra çok kolay bir şekilde suç işlenmesine de imkân verir. Siber suçlar ise genellikle kolay yoldan para kazanmak isteyen insanlar tarafından işlenir. Bazen politik ya da kişisel olarak da siber suçlara karışan insanlar olabilir. Bu sebeple ülkeler de siber suçlarla ilgili yasal düzenleme yapma gereği hissetmişlerdir. Ülkemizde de 5237 sayılı Kanun ile bilişim suçları tanımlanmıştır. İlgili kanun da düzenlenmiş bilişim suçları şunlardır:
• İzinsiz başka bir bilişim sistemine girme,
• Sistemi engelleme, verileri bozma, yok etme ya da değiştirme,
• Banka ve kredi kartlarını kötüye kullanma,
• Kullanılması yasak olan program ve cihazları kullanma.
Herhangi bir bilişim suçuna maruz kaldığınız zaman Cumhuriyet Başsavcılığına ya da Siber Suçlarla Mücadele Şube müdürlüklerine şikâyette bulunabilirsiniz. Bu kapsamda şikâyet dilekçesinin detaylı bir şekilde hazırlanması önemlidir. Bu konuda profesyonel destek almayı ihmal etmeyin.
Basit önlemler alarak siber suçlara karşı bilgisayarınızı ve kendinizi koruyabilirsiniz. Bu kapsamda yapabilecekleriniz şunlardır;
• Bilgisayarınızın yazılım ve işletim sistemini güncel tutun.
• Antivürüs yazılım kullanın.
• Kullandığınız internet şifrelerini karmaşık karakterlerden oluşturun.
• Spam e-postalarındaki ekleri asla açmayın.
• Kişisel bilgileriniz güvenli olmadığı durumlarda asla paylaşmayın.
• Sizden şüpheli bir şekilde bilgilerinizi isteyen kişilere karşı dikkatli olun.
• Banka hesap özetlerinizi düzenli inceleyin.
Eğer internet suçları ile mücadele kapsamında profesyonel destek almak istiyorsanız, kadrosunda tecrübeli hukukçuları barındıran Artı İtibar ile hemen iletişime geçebilirsiniz.
22 Eylül , 2021İnsanlar sosyal medya da çok rahat kimliklerini gizleyip istedikleri gibi dolaşabilmekte, istedikleri gibi konuşup yazabilmektedir. Hatta suç kapsamına giren paylaşımları çok rahatlıkla yapabilmekte, tespit edilemeyeceklerini zannedip korkusuzca yazıp çizmektedirler. Halbuki gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medyanın da sınırları vardır. Hakaret, taciz veya aşağılama gibi paylaşımlar sosyal medya suçları olarak tanımlanır. Siber suçlar ise bir bilişim sistemine izinsiz girildikten sonra işlenen suçlardır.
Sosyal medya suçları kapsamına giren konular şunlardır;
• Hakaret: bir kişinin onur, şeref ve saygınlığına karşı işlenen suçtur.
• Kişisel verilen hukuka aykırı kaydedilmesi.
• Özel hayatın gizliliğin ihlali.
• Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçu.
• Toplumun huzurunu bozma.
• Cinsel taciz suçu.
• Müstehcenlik ve çocuk pornografisi.
• Nefret ve ayrımcılık.
Sosyal medya suçlarının cezaları 6 aydan başlamakta suçun mahiyetine göre 5 yıla kadar hapis cezasına da çıkabilmektedir.
Küfür ve hakaret toplumun bir kesimi tarafından kanıksanan ve hafife alınan bir fiil olsa da insanların şeref, onur ve itibar hakkı küçümsenmeyecek bir haktır. Sosyal medya suçları da sonuçları itibariyle en az gerçek dünyada işlenen suçlar kadar can yakıcı ve yaralayıcı olabilir.
En çok kullanılan sosyal medya platformları olan Instagram, Twitter ve Facebook’daki kullanıcılar, 5651 sayılı yasa kapsamında kişisel bilgilerini paylaşmak zorunda değildir. İnsanlar rahatlıkla farklı isim ya da fotoğraflarla sahte isimlerle hesap açıp siber suç işleyebilir. Bu kapsamda sosyal medya üzerinde yapılan hakaret suçunu ispat etmek için, hakaret içerikli iletinin ekran görüntüsünün alınması çok önemlidir.
Ekran görüntüsü, hakaret suçunun tespiti için önemli bir delil olsa da bazen yeterli olmayabilir. Hakaret sahte bir hesaptan yapıldıysa bunun ispatı için gerçekte o hesabı kimin kullandığını bulmak gerekir. Bu noktada hakaret içeren iletinin paylaşıldığı bilgisayarın IP numarasının belirlenmelidir. Sonrasında bu ip nin BTK‘dan öğrenilmesi gerekir. Bu işlemi savcılık makamı ya da mahkemeler yapabilir. Sosyal medya üzerinden hakarette bulunma suçuna üç aydan iki yıla kadar hapis ya da adli para cezası verilebilmektedir. Ayrıca hakarete maruz kalan kişi tazminat davası da açabilir.
22 Eylül , 2021İnternette paylaşılan hiçbir bilgi, haber, video veya resim asla kaybolmaz. Aradan yıllar geçse bile bir tuşla geçmişe dair tüm bilgilere ulaşmak mümkündür. Bu durum zaman zaman kişi ya da kurumlar için birçok dezavantaj meydana getirebilir.
Örneğin, yıllar önce yapılan bir hata ya da yaşanılan kötü bir olay sürekli karşınıza çıkarak kurumsal ya da kişisel itibarınıza zarar verebilir. Hâlbuki olay çoktan güncelliğini yitirmiş, önemini kaybetmiştir. Ancak dijital ortamlarda varlığını devam ettiren bu bilgi rahatsızlık vermeye devam eder. Bu tür durumların önüne geçmek için Avrupa Adalet Divanı 2014 yılında dilimize “Unutulma hakkı’’ olarak geçen bir karar almıştır.
Unutulma hakkı kişilerin veya kurumların arama sonuçlarında kendileri ile ilgili çıkan her türlü içeriğin internet arama sonuçlarında listelenmemesini talep etmektir. Unutulma hakkına konu edilen içerik, internette meşru bir şekilde bulunan bir içeriktir. Bu bir video, haber, fotoğraf ya da bir yorum olabilir.
Google, kişilerin talep etmesi halinde bireylerin veya kurumların hakkındaki içeriklerin listeme sonuçlarından unutulma hakkı kapsamında çıkarılabileceğini taahhüt etmiştir. Google unutulma hakkı başvurusu yapmak için Google üzerinden gerekli formların doldurulması gerekir. Google unutulma hakkı talebini inceler ve başvuruya konu olan içeriği kamu yararı açısından değerlendirir. Avrupa Adalet Divanı tarafında çıkarılan unutulma hakkı yasasına göre de gerekli incelemeleri yaparak nihai bir karara varır.
• Google, kişi ya da kurumun toplum hayatı içindeki rolüne bakar. Talep edilen içerik sosyal hayatınızdaki konumuzla, yaptığınız işle ilgili değilse kaldırılması daha kolaydır.
• Bilginin kaynağına bakılır. Eğer bilgi resmi bir site de ya da bir haber kanalında yer alıyorsa, kişilerin haber hakkı alma kapsamına girer ve kaldırılması zorlaşır. Yakın bir zamanda yayınlanmış haberlerin kaldırılması ise haber ilkeleri açısından değerlendirir.
• İçeriğin tarihine bakılır. İçeriğin ne kadar eski olduğuna, güncelliğini kaybedip kaybetmediğine, kaldırılmasında kamunun yarar kaybı yaşayıp yaşamayacağına dikkat edililir.
• Bilginin doğru ya da yanlış olup olmadığına bakılır.
Google unutulma hakkını kullanmak bir haktır. Unutulma hakkını kullanmak için Google unutulmak hakkı başvurusu işlemi doğru gerekçelerle eksiksiz bir şekilde yapılmalı ve sürecin sorunsuz ve hızlı bir şekilde yürütülmesi için alanında uzman kişilerden destek alınması önemlidir. Eğer siz de unutulma hakkınızı kullanmak istiyorsanız hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
İnternet kullanımı her geçen gün giderek artmaktadır. İnternet eğlenmek, vakit geçirmek gibi farklı amaçlar için kullanılsa da kuşkusuz en çok bilgi edinmek için tercih edilir. İnternette paylaşılan bir haber saniyeler içinde tüm dünyaya yayılır. Paylaşılan bu haberler içerisinde yalan ya da asılsız haberler de olabilir.
Yalan haber bir kişi ya da kuruma çok ciddi zararlar verebilir ve haber internette kaldıkça maddi manevi zarar vermeye devam edecektir. Bunun için olumsuz içerik kaldırmak için atılması gereken adımlar konusunda profesyonel desteğe ihtiyacınız var ise bu konuda uzman teknik ekip ve bilişim avukatlarının bulunduğu Artı İtibar ile hemen iletişime geçebilirsiniz.
İnternette yapılan haberlerin kaynağı genelde haber siteleridir. Bu kapsamda ilk olarak ilgili haber sitesine ulaşıp haberin kaldırılması için talepte bulunmak gerekir. Arama motorları da bu haberlere göre listeleme yapar. O yüzden internetten haber kaldırma işlemi yapılmadan, söz konusu içeriğin arama motorlarından kaldırılması sorunu tam olarak çözülmez.
Siteden haber kaldırma için ana yayıncıya erişimin engellenmesi veya haberin siteden silinmesini sağlamak için ise gerekli hukuksal süreci işletmek önenmlidir. İnternette bulunan her haberin kaldırılması söz konusu değildir. Ancak 5651 sayılı yasaya göre, herhangi bir suç içeren ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden haberleri kaldırmak mümkün olur.
İnternet herkesin her şeyi rahatlıkla paylaştığı bir yer olsa da bazı sınırları olması gerekir. Kişilik haklarını yok sayan, insanların itibarını zedeleyen, hukuki aykırılık durumu bulunan, doğruluk payı olmayan içeriklerin kaldırılmasını talep etmek bir haktır. Bu bir haber, yorum, fotoğraf, paylaşım ya da bir video olabilir.
Olumsuz içerik kaldırma sebebi olabilecek içerikler:
• Konusu suç olan içerikler
• Özel hayatın gizliliğini ihlal eden içerikler.
• Kişi ya da kurumları karalayan haberler
Bu gibi durumlarda olumsuz içerik kaldırma ve internetten haber kaldırma işlemi geç kalınmadan bir an önce yapılmalıdır. Aksi takdirde olumsuz haber ya da içerik hızlı bir şekilde yayılmaya devam eder. Gerekli yasal başvurular ne kadar çabuk yapılırsa, olumsuz içerik de o kadar az yayılmış olur.
22 Eylül , 2021
İnternet ortamı adeta gerçek dünyanın bir yansımasıdır. Hatta gerçek dünyadan biraz daha fazlasıdır desek abartmış olmayız. Tabi bazı kullanıcılar internette gerçek kimlikleri ile normal hayatta yapamayacakları şeyleri yapmak, söyleyemeyecekleri sözleri söylemek için farklı yöntemler dener. Bu kapsamda yayınladıkları çeşitli içerikler ile sınırları aşıp diğer kullanıcılara karşı kaba ve yaralayıcı, bazen de suç unsuru olan fiiller gerçekleştirebilirler.
Bu noktada ülkemizde 5651 sayılı kanunla belirtilmiş suç ya da sakınca barındıran içeriklerin engellenmesi sağlanabilmektedir. Şimdi gelin internet ortamından herhangi bir içeriğin kaldırılması veya başka bir değişle erişimin engellenmesi süreci nasıl işliyor birlikte inceleyelim.
Bir internet sitesi ya da web sayfası üzerinde yayımlanan haber, video, fotoğraf gibi paylaşımların kişilik haklarını yâda özel hayatın gizliliğini ihlal veya suç işlenmesi gibi hukuka da aykırılık barındırması durumunda, içeriğin bulunduğu internet sitesindeki URL ‘ye ulaşılmasının engellenmesine erişim engellenmesi denir. Sadece URL’nin kaldırılmasının ihlali gidermediği durumlarda tüm internet sitesine de erişimin engellenmesi talebi doğrultusunda süreç başlatılabilir.
İnternet ortamında paylaşılan bazı içerikler kişisel hakları ihlal etmekte, kişilerin haklarına zarar verebilmektedir. Bu tür durumlarda, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da kişilere tanınmış haklar çerçevesinde olumsuz öğeler barındıran içeriklerin erişim engellenmesi talebi doğrultusunda kaldırılması mümkündür.
Erişim engelleme sürecinin başlaması için mahkeme kararı olması gerekir. Erişimin engellenmesi teknik olarak söz konusuu IP adresine yâda içeriğin bulunduğu URL’e erişimin engellenmesi şeklinde gerçekleştirilir. Erişimin engellenmesi kapsamında başka bir yol ise, şirketlerin, kişilerin özel hayatlarının gizliliği ihlal edilmesi gibi acil bir durum söz konusu olduğunda direkt Bilgi Teknolojileri Kurumu’na da içeriğin engellenmesi talebin de buluna bilinir. Bu noktada BTK talebi inceler ve herhangi bir hak ihlali gördüğü takdirde 4 saat içinde karar verir.
Erişim engellemesi kapsamında izlenecek bir diğer yöntem de arama motorlarında bulunan bir içeriğe erişim engellenmesini işlemidir. Bu kapsamda ilgili arama motorunun paylaştığı link üzerinden form doldurup erişim engellenmesi talebinde bulunabilirsiniz.
Erişim engellenmesi talebi yasalarla, bazı şartlara bağlı olarak verilmiş bir haktır. Fakat bu hakkın kullanımı bazı hallerle sınırlandırılmıştır. Yani her içeriğin engellenmesi talebi kabul edilecek diye bir kural yoktur. O yüzden erişim engellenmesi talep edilirken yaşanan ihlallerin tam olarak anlatılması ve ilgili kanun maddesine dayandırılması çok önemlidir. Peki hangi hallerde erişim engellenmesi talep edilebilir:
Kişilik haklarının ihlali durumunda,
İntihara yönlendirme, çocuğun cinsel istismarı, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama,
Yaşam hakkı, kişilerin can ve mal varlığı güvenliği, milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık ve suç işlenmesinin önlenmesi gibi değerlerin korunmasını ihlal etme,
Telif haklarının ihlal edilmesi durumunda,
Herhangi bir paylaşım veya içerikle ilgili erişim engellenmesi talep edilecek ise doğru yol ve yöntemin izlenmesi olumlu sonuç alınması için oldukça önemlidir. Erişimin engellenmesi birkaç yolla yapılabilmektedir. Öncelikle erişimin engellenmesi süreci hukuki bir süreçtir ve uyulması gereken özel prosedürleri vardır. Örneğin, kişilik hakkı ihlalinin yaşandığı bir durumda dilekçe ile sulh ceza hâkimine başvurmak gerekir. Hâkim eğer kişilik hakkı ihlaline karar verirse ilgili sayfaya erişim engellenmesi karar verir. Eğer özel hayatın gizliliği ile ilgili bir ihlal oluşursa direkt BTK’ya başvurulur. Sonrasında da mutlaka yine sulh ceza hâkimliğine başvurmak gerekir. Bazı durumlarda ise Cumhuriyet Savcılığı da erişim engellenmesi kararı verebilir.
Tüm süreçlerin doğru bir şekilde yönetilmesi için profesyonel destek almak kritiktir. Profesyonel internet erişim engelleme hizmeti ile bu konuda girişimlerinizi sorunsuz bir şekilde sonlandırabilirsiniz.
Erişim engellenmesi kararı sulh ceza hâkimliği tarafından alındığında, itiraz 7 gün içinde bir üst numaralı sulh ceza hâkimliğine yapılır. Eğer içeriğin engellenmesi BTK tarafından yapıldıysa yine BTK’ya da itiraz için başvurulması gerekir.
22 Eylül , 2021Kamu ya da özel kurumlardan hizmet alırken birçok kişisel bilgimizi onlarla paylaşıyoruz. T.C numaramızı, adresimizi, mail adresimizi, doğum tarihimiz gibi. Bu bilgilerin kötü niyetli insanların eline geçmesi durumunda birçok olumsuz ve can sıkıcı şey yaşanmasına neden olabilir. Bu yüzden kişisel verilerin, temel hak ve özgürlükler kapsamında korunması kurumların önceliği olmalıdır.
Bu sebeple Avrupa Konseyine üye ülkeler, 1981 yılında “kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunmasına İlişkin 108 Sayılı Sözleşme”yi imzalamış ve ülkemizde bu antlaşmaya dâhil olmuştur. Daha sonra KVKK kanun metni mecliste onaylanarak 7 Nisan 2016 da yürürlüğe girmiştir. Şimdi gelin KVKK konusunun detaylarını ve herhangi bir ihlal durumunda neler yapılmasını gerektiğini birlikte inceleyelim.
En yalın anlamıyla KVKK kanunu kişisel verilerin korunması için düzenlenmiş kanun maddeleridir. KVKK kanunu kişisel verilerin kolay ve sınırsız toplaması, ifşa edilmesi, kötü niyetli kullanım gibi durumları önlemek için hazırlanmıştır. Bu kanun kapsamında kişisel verileri toplayan, depolayan, kullanan kurum ve kuruluşların, özel hayatın gizliliği, temel hak ve özgürlükler açısından uyacağı yükümlülükler belirlenmiştir.
Kvkk kanununu amacı, uluslararası hukuk standartlarına ve ülkemizin ihtiyaçlarına göre, kişisel verilerin işlenmesinde sürecinde insanların temel hak ve özgürlüklerini korumak, özel hayatın gizliliğinin ihlalinin önüne geçmektir. KVKK kanunu kişilerin mahremiyetinin korunması ve kişisel verilerin işlenmesi sırasında yaşanacak hak ihlallerinin de önlenmesini sağlar. Bireylere çeşitli haklar tanırken aynı zamanda verileri işleyen kişi ve kurumlara da bazı yükümlülükler getirir.
KVKK kanunu, kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ve bu verileri bir şekilde işleyen gerçek ya da tüzel kişileri kapsar. KVKK kanunun kapsamı yeterince geniş ve nettir. Kişisel veriden kastedilen bir kişinin doğrudan kimliğinin gösterilmesi olabileceği gibi, aynı zamanda o kişinin bir kayıtla ilişkilendirilmesi sonucu kişinin belirlenmesini sağlayan tüm bilgilerdir.
KVKK kanunu kapsamında bazı bilgiler hassas veri olarak tanımlanmıştır. Bunlar kişinin ırkı, dini, mezhebi ve diğer inançları, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, cinsel hayatı, sağlık durumu, dernek-vakıf ve sendika üyeliği, kılık kıyafeti, güvenlik tedbirleriyle ilgili bilgileri, ceza mahkûmiyeti, genetik ve biyometrik verileridir. Hassas veriler, kişisel verilerin daha fazla korunan bir kısmıdır.
KVKK kanunu, kurum ve kuruluşlara bazı yükümlülükler de getirmiştir. Bu kurum ve kuruluşlara e ticaret siteleri de dâhildir. Dijital ortamlar kişisel verilerin en fazla toplandığı alanlardır. Bu yüzden hem gerçek kişiler ve tüzel kişiler, hem de internet sitelerinin yapması gereken çalışmalar vardır. Bu çalışmalar:
• Kişisel verilerin korunması kapsamında veri sorumlusu tayin etmek,
• Tayin ettikleri veri sorumlusunu, veri sorumluları siciline kayıt ettirmek,
• Aydınlatma metni yayınlayarak veri sahiplerini bilgilendirmek,
• Veri sahiplerinin rızasını almak,
• Veri güvenliği ile ilgili gerekli teknik tedbirleri almak,
• Veri sahiplerinin taleplerine cevap vermek,
• Verileri hukuki kurallara göre işlemek ve gerektiğinde verileri silmek gibi birçok çalışmayı yapmak.
Kişisel verileri koruma kurulu, kişisel verilerin ihlal bildirimleri ile ilgili yapılması gerekenleri 24.01.2019 tarihinde açıklık getirerek bu konuda bir karar yayınladılar. Bu kararlara göre özetle yapılması gerekenler şunlardır:
• Eğer kişisel verilerle ilgili herhangi bir hak ihlali yaşamanız durumunda en kısa sürede kvkk kurumuna başvurmanız gerekir. Buradaki en kısa süre 72 saat olarak yorumlanmıştır.
• Başvurunuzu yaparken kvkk kurulunun yayınladığı Kişisel Veri İhlali Bildirim Formunu kullanmalısınız.
• Veri ihlali yapan kurum ya da kişiye doğrudan ulaşarak yaşadığınız ihlal durumunun paylaşılması ve bir an önce durumun düzeltilmesinin sağlanmasını talep etmelisiniz.
22 Eylül , 2021
Dijital dünyanın hayatımızda kapladığı alan her geçen gün hızla artarken internet dünyası bir iletişim aracı olmanın çok ötesinde kocaman küresel bir pazara dönüştü. Artık internet deyince fikirlerin, ürünlerin, hizmetlerin pazarlandığı, alıcı ve satıcıların çok kolay buluşabildiği çok büyük bir mecradan söz edilmektedir. Bu kapsamda internet ortamında görünür olmak ve iyi bir imaja sahip olmak firmalar veya kişiler için büyük önem kazandı. Tabi ki bu koskoca dünyada güçlü bir şekilde var olmak plansız, programsız ve gelişi güzel olabilecek bir iş değil. İşte tam da bu noktada online itibar yönetimi hizmeti ön plana çıkmaktadır. Gelin online itibar yönetimi konusuna ait detayları birlikte öğrenelim.
İnternet ortamında markanızla, ürününüzle ya da imajınızla ilgili algıyı olumlu şekilde yapılandıran her türlü çalışmalara çevrimiçi / online itibar yönetim denir. Markanızla ilgili internette bulunan değerlendirmeler, yorumlar ve arama motoruna yazıldığı zaman ilk çıkan sayfalar düzenli olarak incelenmesi ve takip edilmesi gerekir. Eğer olumsuz bir imaj oluştuysa bunun hemen düzeltilmesi için çalışmalara başlanması önemlidir. Bu kapsamda gerçekleştirilen olumsuz yorumların etkisini kırma ve arama motorlarında çıkmasını engelleme gibi çalışmaların hepsi online itibar yönetimi çalışma alanına girer.
Online itibar yönetimi çoğu markanın gereken önemi vermediği bir alandır. Bu alanı iyi yönetmenin markalara uzun vadede birçok faydası olur. Bu faydaların en önemlilerden biri “bilinir bir marka olma”yı sağlamasıdır. Artık kullanıcıların birçoğunun bir ürün veya hizmet almadan önce o ürün veya hizmet hakkında arama motorlarında araştırma yaptıklarını göz önünde bulundurduğunuzda online itibar yönetiminin önemi çok kolay anlaşılabilir.
Kullanıcıların bir ürün veya hizmet alacağı zaman ikinci yaptıkları şey ise o ürün, marka ya da hizmetle ilgili yorumları okumaktır. Yani kullanıcıların satın alacakları şeyde “güvenilir olma” özelliğini arar. Bu noktada hizmeti veren firmanın bilindik bir şirket olması veya ürünü daha önce kullanan kişilerin memnun kalmış olması çok önemlidir.
Aslında özet olarak online itibar yönetimi kullanıcıların ”satın alma kararını” etkileyen oldukça önemli bir hizmettir. Online itibar yönetimi uzun vadede piyasa da var olmak isteyen kurumlar ve kişiler için kalıcı olmayı ve kendini günün ihtiyaçlarına göre güncellemeyi getiren bir çalışma alanıdır. Dijital dünyayı yok sayarak yâda görmezden gelerek gelecek de var olmak mümkün değildir.
Bir başka deyişle online itibar denilen şey markaların dijital dünyada görünen yüzüdür. Dijital dünya ise çok geniş bir alan olup, kendine göre kuralları vardır. Dijital dünya da olumlu bir imaja, güçlü bir duruşa sahip olmak için alanında uzman profesyoneller ile çalışarak bu sürecin yönetilmesi oldukça önemlidir. Online itibar yönetimi için profesyonel bir destek alarak süreci yönetmek için birçok çalışma yapmak gerekir.
Online itibar yönetimi sürecinde dijital veriler çok önemlidir. Bu kapsamda sosyal medya platformlarından ve diğer dijital ortamlardan veriler toplanır. Bu veriler analiz edilip değerlendirilerek olumsuz içeriklerin veya paylaşımların arama motorlarında ve ilgili platformlardan kaldırılması sağlanır. Aynı zamanda marka değerinin artırılması, olumlu haber ve yorumların ön plana çıkartılması içinde de çalışmalar gerçekleştirilir.
• Online itibar yönetiminin en önemli aracı arama motorlarıdır. Ürün veya hizmetin arama motorlarına yazıldığında çıkan bilgilerin olumlu olması oldukça önemlidir. Eğer olumsuz içerikler varsa gerekli yerlerle iletişime geçilerek bunların kaldırılması sağlanmalıdır.
• Sosyal medyada her şey çok kısa sürede yayıldığı için markaların sosyal medya platformlarını avantaja dönüştürmesi çok önemlidir.
• Web sitesinin güven vermesi, özenle hazırlanmış olması kullanıcılara güven veren bir diğer araçtır.
• Forum sitelerinde yapılan yorumlar da online itibar yönetimi açısından önemlidir. Bu alanların da düzenli olarak takibinin yapılması gerekir.
Kurumlar veya firmalar için itibar yönetimi yapılırken kriz durumlarını iyi yönetmek çok önemlidir. Online itibar yönetimi yapılırken başkalarını karalamamak, toplumun kurallarına saygılı olmak, nezaketli bir dil kullanmak, insan ilişkilerine önem vermek ve sorumluluk almak gibi kurallar doğrultusunda çalışmak online itibar yönetiminin başarısını artıracaktır.
Eğer siz de online itibar yönetimi hizmeti konusunda profesyonel bir destek almak istiyorsanız hemen Artı İtibar ile iletişime geçebilirsiniz.
22 Eylül , 2021Artı İtibar Yönetimi